Uzaya Hükmetmek
İnsanların uzayda yayılması, gezegen banliyölerinin kullanılması ile başlayacaktır: Uydu istasyonlarının ‘ kurulması ve Ay üzerine sürekli yerleşme. 21. yüzyılın başlarında insanlar Dünya’nın yörüngesi üzerinde büyük istasyonlar inşa edecekler. Güneş’le beslenen laboratuarlardan oluşan bu istasyonlar uzayın ve tehlikelerinin ehlileştirilmesine olanak verecektir: Boşluk, kozmik ışınlar, yalıtılma. Sonra doğal uydumuz astronotların doğal nesnesi olacak: Astronomik gözlemler için ideal bir yer olan Ay, aynı zamanda daha uzak araştırmalar için bir liman görevi görecektir.
Uzayda Yaşamak
Atmosferin üstünde, 500 kilometre yükseklikte yörüngesel istasyonlar uzay gemileri veya klasik fırlatıcılar tarafından bir araya getirilecektir. “Bidon” adı verilen bölümler astronotlann yaşadığı ve bilimsel laboratuvarların durduğu yerlerdir. Büyük tüp seklindeki parçalar elektrik beslenmesi ve ısının ayarlanması için radyatörlere gerekli güne; enerjisinin eldi edilmesini sağlar. 2000 yılından sonra 12 astronot üç ay boyunca nöbetleşe uluslararası bir üste (ABD, Avrupa, Japonya ve Kanada) kalabilirler.
Hedef Mars
Güneş’ten 228 milyon kilometre uzakta bulunan Mars, insanlığın Güneş Sistemi’ndeki keşiflerinde öncelikli hedef olacaktır. Sahra kadar kurak olan bu gezegen kolonileştirmek için en iyi şansımızdır. Solunuma izin vermeyen atmosferine rağmen yüzeydeki suyun yok oluşuna dek, yaşam ihtimali vardır. Astronotların yolculuğunu beklerken, sondajlarla gerekli gözlemler yapılacak ve robotlar 2025 yılından önce gerçekleşmesi beklenmeyen çıkarma için hazırlıklarını tamamlayacaklar. Yolculuğun en zor tarafı süresi: Gezegene ulaşabilmek için 6 ay ve geri dönebilmek için de aynı süre gereklidir.
Kırmızı Gezegen
Mars’ın hacmi dünyanınkinin yüzde 15’ini ve kütlesi yüzde 10’unu oluşturur. Eğer bir Mars yılı Dünya yılının iki katı uzunlukta olursa, iki gezegende de günlerin süreleri hemen hemen aynı olur. Araştırmalar Mars üzerinde kaya ve kumlardan oluşan bir arazi, -133°C ile +22°C arasında değişen ısı ve mevsimlerin varlığım göstermiştir. Gezegenin oluşumundan beri var olan su büyük kanyonların gösterdiği gibi toprağa işlemiştir ve bugün toprağın içinde donmuş bir haldedir.
Mars’a Yolculuk
Bir uzay gemisi yolculuğunu Venüs’ün yardımcı çekimini kullanarak kısaltabilirdi ama yine de gidiş dönüş için astronotlara ağırlıksız ve kapalı kalmaya dayanacakları uzun aylar gerekmektedir (üstte, ortada, bir görev projesinin güzergâhı). 1992’de NASA tarafından fırlatılan “Mars Observer” uydusu kırmızı gezegeni üç yıl boyunca izleyecek ve geleceğe ait sitelerin kurulmasına yardımcı olacak araziye ait tüm görüntüleri gönderecek.
Güneş Sistemi’ne Yolculuk
20. yüzyılın sonunda ve 21. yüzyılın başındaki uzay araştırmalarının hedefi Güneş Sistemi’nin I gezegenleridir. 1980’li yıllarda “Pioneer” ve “Voyager”ın ilk araştırma uçuşlarından sonra tüm gezegenler, yörüngelerinde birkaç yıl kalabilen ve uzay bilimcilerin detaylı bilgiler elde edebilmesine olanak sağlayan sondalarla araştırılmıştır. Bu araştırma sabır gerektirecektir. Çünkü Jüpiter, Satürn veya Uranüs’e ulaşmak için yıllar gerekmektedir. Böylelikle 1989’da fırlatılan Galileo sondası 1995 yılında Jüpiter’in yörüngesine girecektir. 2004 yılında “Cassini” sondası Satürn’ün etrafında dönecek, “Huygens” metan okyanuslarından oluşan en büyük gezegen doğrultusunda hareket edecektir. Güneş Sistemi’nin hangi temel maddelerden meydana geldiğini daha iyi anlamak için bir kuyrukluyıldızı veya asteroiti inceleyeceğiz; sonda gelip konacak, ayrılmayı gerçekleştirecek ve dünya yönünde gidecek. Bu projeler günümüz teknolojisi ile sınırlandırılmışlardır ama ateşleme ve robotlardaki yenilikler sondaların daha hızlı hareket etmesine ve daha fazla araç gereç taşmasına olanak sağlayacaktır.
Satürn İçin “Cassini”
2004 yılına doğru “Cassini” sondası (üstte) kayalardan, çakıllardan, tozlardan ve küçük buz bloklarından oluşmuş binlerce halkası bulunan Satürn gezegeni etrafında yörüngeye oturacaktır. Satürn’ün yirmi uydusu içinde araziye inmek için “Cassini’den ayrılan
“Huygens” sondasını karşılamak şerefine Titan kavuşmuştur (üstte). Titan bilim adamlarınca ilkel donmuş dünya olarak kabul edilir. Gazlan sıvı hale dönüştüren korkunç bir soğuk hüküm sürmektedir. Böylelikle yüzeyde metan (kolay tutuşan gaz) okyanusları oluşmaktadır. Hayat için elverişsiz olmasına karşın Titan temellerim inceleyen ve Dünya’nın atmosferinde laboratuar koşullarını oluşturmayı düşünen araştırmacıları heyecanlandırmaktadır. Satürn’ün uydusu 4.5 milyar yıl önceki Dünya atmosferinin kimyasal bileşimi için iyi bir tanıktır. “Huygens” sondası Dünya’nın geçirdiği temel kimyasal reaksiyonların, maddeden canlı mekanizmalara geçen işlemlerin, karbon kökenli organik moleküllerin öğrenilmesini sağlayacaktır.
Yıldızlan Gözlerken
Milyarlarca ışık yılı uzakta bulunan milyarlarca yıldız… Keşfedilmeye sunulan evren hayal gücü için çok geniştir. Kirlenen şehirleri terk eden uzay bilimciler And Dağları’nın tepelerine ve Hawaii’deki volkanlara, inşa ettikleri teleskopları yerleştirmişlerdir. Gelecekte önce uzayda, sonra Ay’da kullanılan aletlerle en uzak ve en az ışıklı gökcisimleri gözlenebilecek.