1. Bu parçadaki altı çizili yerlerin hangisinde olumlu bir durumu anlatmak için olumsuz anlamlı bir söz kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
2. Çağdaş yazarlar arasında, birkaçı dışında, beğendiği yok gibiydi. Kendisi ile dolu olduğu için, ona göre, hiç kimse onun düzeyine erişemezdi.
Bu parçada geçen “kendisi ile dolu olmak” sözüyle anlatılmak istenene en yakın anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Birçok yazarın yapıtlarını değersiz bulma
B) Kendisini çoğu yazardan üstün görme
C) Hep kendisinden söz etme
D) Yapıtlarında çok ve değişik konuları işlediğini savunma
3. Her yazınsal yaratı benim için aynı değeri taşımaz. Sözgelimi anılar, günlükler, denemeler benim tat alarak okuduğum, onlarda kendimi bulduğum ürünlerdir. Onları severek okurum. Çünkü yaratıcıları kravat takmadan, ütülü pantolon giymeden okurlarının karşısına çıkarlar. Nitekim ben de onlar gibi davranır, yanlarına çıkarken makyaj yapma gereğini duymam.
Bu parçada geçen “yaratıcıların kravat takmadan, ütülü pantolon giymeden okurlarının karşısına çıkması” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herkesle senli benli olma
B) Değer vermeme
C) Kurallara uymama
D) Olduğu gibi görünme
4. Ödül almak, beni bir yandan çok sevindirdi; bir yandan da çok düşündürdü. Çünkü başarılı olmak, kimi zaman ürkütücü oluyor. (I) Başarılı insanlar bir kenara itiliyor. “Nasıl olsa o kendi yolunu bulur.”(II)diye ona destek olmaktan vazgeçiliyor. “O, böyle bir rol için çok para ister.” (III) deniyor. Buna benzer sözleri, ödülleri aldıkça daha da çok duydum ve üzüldüm. Onun için bir süre bu ortamdan uzaklaştım. Bu kez de “Burnu büyüdü.” dediler. (IV)
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi yanında aynı numarayla verilen sözle anlamca uyuşmamaktadır?
A) I. ayrıcalık kazandırma
B) II. ilgi göstermeme
C) III. güven duyma
D) V. kendini başkalarından üstün görme
5. Yazarlıkta, yaşlanmak bir kayıp değil, hatta çoğu kez kazançtır.
Bu sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir yazar giderek daha gerçekçi olur.
B) Yazarlar ilk ürünlerini sonradan elden geçirirler.
C) Yazarlar sanatta gittikçe yetkinleşirler.
D) Deneyimli yazarlar daha titiz çalışırlar.
6. (I) Kışın Anadolu’da çok yolculuk yaptım. (II) Dağ başlarında, donmuş çağlayanlar ay ışığında ışıltılar saçarken ateşler yaktım. (III) Nice kapılar çaldım; tanımadığım insanların konuğu oldum. (IV) Bu yolculuklar sırasında içinden geçtiğim ormanlar sessizliğe gömülmüştü. (V) Beyaz örtü altında kaybolmuş ağaçlar, insanın, yeryüzündeki bütün seslerin yok olduğu duygusuna kapılıp ürpermesine yol açıyordu. (VI) Yalnızca bu duyguyu yaşamak için bile Ilgaz Dağları’na gidilmeye değer, diye düşündüm hep!
Bu sözleri söyleyen kişinin, gördüklerinden, algıladıklarından çok etkilendiği, numaralanmış cümlelerin hangilerinden anlaşılmaktadır?
A) I. ve II.
B) II. ve IV.
C) III. ve IV.
D) V. ve VI.
7. (I) Beyoğlu’nda 19. yy.ın ortalarından itibaren her sokağın adının bir öyküsü vardı. (II) Sokakların adları, az çok tarihçelerini de ortaya koyuyordu. (III) Ama artık birçoğunun adı değiştirildi; bunun sonucunda kentin tarihiyle olan bağlantılarımız da birer birer yok oldu. (IV) Örneğin bugün Kallavi diye bildiğimiz sokağın asıl adı Ravani Sokağı’ydı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde eleştiri havası vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
8. Mutsuzluğumuza yol açan kişileri bağışlamak, bir bakıma, geçmişte belleğimizde kötü izler bırakmış anıların baskısından kurtulmak, onların yaşamımızı denetim altında tutmasına son vermektir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Bizi olumsuz yönde etkileyen olaylara, zaman içinde hoşgörüyle yaklaşmak gerekir.
B) Yaşamımızı yönlendiren kimi olayları, durumları kolay kolay unutamayız.
C) Geçmişte yaşadıklarımız, değişik açılardan geleceğimizi de etkiler.
D) Yaşadıklarımızın üzerinden uzun bir süre geçmedikçe onları doğru değerlendiremeyiz.
9. Aşağıdakilerin hangisinde betimlenen varlığa duyulan özlem dile getirilmiştir?
A) Altında deniz, üstünde koşuşan insanlar olan Galata Köprüsü… İstanbulluların yaşamına karışmış bir yerdi.
B) Adı dünyanın hemen her yerinde bilinen Ayasofya… İlk gördüğüm günkü görkeminden bir şey yitirmemişti.
C) Altı minareli Sultan Ahmet Camisi… Ramazan aylarında mahyalarından süzülen ışıklar çok uzaklardan görünürdü.
D) Deniz ortasındaki Kızkulesi… Hala düşlerimize giren, gizemli bir dünyasıydı çocukluğumuzun.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazarın olumlu ve olumsuz yönleri bir arada yansıtılmıştır?
A) Öykülerinde halkın bilgisini artırma amacı gütmüş, böylece yaşadığı dönemdeki yönelimlerin aksine “toplum için sanat” görüşünü benimsemiştir.
B) Yapıtlarının geliriyle geçinen yazar, çok yapıt verme düşüncesiyle üsluba zaman ayıramamış ve özenli bir üslup oluşturmamıştır.
C) Yapıtlarındaki şive taklitlerinin etkisiyle her sınıftan okuyucu tarafından zevkle okunmuş; ama bu bölümleri, batı romanındaki gibi yapıtla kaynaştıramamıştır.
D) Özellikle doğa ve kişi betimlemelerinde özentili ve beylik bir anlatımdan kendini kurtaramamıştır.
11. (I) Eleştirmenin, özellikle eleştiri yaptığı alanda çok geniş bilgisi ve kültürü olmalı. (II) Ayrıca güçlü bir zekâ, sanat zevki, tarafsızlık da eleştirmende olması gereken nitelikler. (III) Tabii ki bunlar eleştirmenin nitelikli eleştiriler yapabilmesi için gerekli. (IV) Ayrıca, eleştirmenin bir yazısının, bazen bir sanatçının tanınmasını sağladığı, bazen de unutulmasına yol açtığı göz ardı edilmemeli. (V) Öyleyse eleştirmen, değerlendirmelerinde ve vardığı sonuçta çok duyarlı davranmalı, sanatın ve toplumsal beğeninin kılavuzu olduğunu unutmamalı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
V. cümlede belirtilen düşüncenin nedeni olabilir?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
12. (I) Tüm sanatlarda olduğu gibi edebiyatta da rekabet can acıtabiliyor. (II) Benimle ilgili olarak da böyle bir şey söz konusu: kıskançlık, aleyhte konuşma… (III) Duymamayı, görmemeyi tercih ediyorum; o tür ortamlara girmiyorum. (IV) Ama biliyorum ki konuşuluyor. (V) Çünkü istemesem de öyle ortamlarda bulunduğumda, başkaları için konuşulduğunu görüyorum. (VI) Demek ki ben yokken de benim hakkımda konuşuluyor.
Bu parçada sanatçı, yakındığı durumdan nasıl korunduğunu numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtmektedir?
A) Yalnız II B) Yalnız III
C) IV ve V D) V ve VI
13. (I) Günümüzde insanlar, günde en az beş saatlik bir süreyi televizyon izlemeye ayırıyorlar. (II) Televizyonda yayımlanan programlar, hem çok yüzeysel hem de onlar yüzünden, okuma ikinci plana itiliyor. (III) Oysa, özellikle gençlerin okuma alışkanlığı kazanması ve bol bol okuması gerekiyor. (IV) Bu noktada anne-babalara, eğitimcilere önemli görevlerin düştüğüne inanıyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde televizyon yayınlarına yönelik olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
14. (I) Öykü ve roman yazarlarının “çocuklar için” yazmaları elbette çok iyi olur; eğer gerçekten çocuklar için yazabilirlerse. (II) Çünkü bu, kolay görünen zor bir iştir. (III) Tıpkı gençler için yazmak gibi. (IV) Çocuğun dünyasına girebilmek, onun dilini konuşabilmek hiç de kolay değildir. (V) Zaman içinde geçişler yapabilmek, hem onların yaşına inmek, hem de bugünün birikimini onlara, sıkıcı olmadan, onları aşmadan anlatabilmek gerek.
Bu parçaya göre, yazılması istenen öykü ve romanların nitelikleri, numaralanmış cümlelerin hangilerinde belirtilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) IV. ve V.
15. (I) Nasıl usta mimarlar caddelere, sokaklara çizgilerini bırakırsa bu yazarımız da usta kalemiyle çocuk yazınında iz bırakmış bir yazar. (II) Bu yapıtında, kitaba adını veren öyküden başka, beş öykü daha bulunuyor. (III) Öykülerin hepsi fabl türünde yazılmış ve okura doğanın sıcaklığını duyumsatıyor. (IV) Doğaya zarar verenler ise açık bir dille eleştiriliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde nesnellik söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
16. Bir ışık seline (I) burnunu uzatan (II) Reşadiye Yarımadası’nın kimsesiz patikalarında sırt çantamla yürürken, denizin mavi gözleriyle (III) bakıştığımızda, arkadaşımın ne demek istediğini daha iyi anladım. Bir koltuğunun altına Ege’yi, ötekine Akdeniz’i almıştı Datça. (IV)
Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde insana özgü nitelikler doğaya aktarılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
17. (I) Hüzünlü bir çocukluk geçirdim ben; çok mutlu bir çocukluğum olmadı. (II) Ailem, kendi içinde mutlu bir aile değildi çünkü. (III) Ama iyi insanlardı annemle babam; beni sevdiler ve sevgilerini ellerinden geldiğince belli ettiler. (IV) Ben, babam sayesinde edebiyata yöneldim. (V) Kendisi, kitap yazmayı çok istemiş; ama yapamamıştı.
Bu parçada konuşan kişinin numaralanmış sözleriyle ilgili olarak;
A) I. cümlede, geçmişte yaşadıklarıyla ilgili bir değerlendirme yapıyor.
B) II. cümlede, I. cümlede söylenenin nedenini belirtiyor.
C) III. cümlede, çevresindekilerin kendisiyle ilgili duygularını açıklıyor.
D) IV. cümlede, babasının başarılı bir insan olduğundan söz ediyor.
E) V. cümlede, babasıyla ilgili bir saptama yapıyor.
yargılarından hangisi/hangileri yanlıştır?
A) Yalnız A B) A ve B
C) Yalnız D D) C ve E
18. (I) “Bu işte çok para var.” diye düşünerek seçmedim müziği; o benim hobimdi önceleri. (II) Ben, teknik alanda öğrenim gördüm; ama müzikten de kopmadım. (III) Özel çabamla, kendimi zorlayarak solfej ve nota öğrendim. (IV) Gördüğüm ilgiye karşın hala bu sanatta bilmediğim çok şey var, diye düşünüyorum.
Bu parçada konuşan kişinin numaralanmış sözleriyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, müziğe nasıl başladığını anlatıyor.
B) II. cümlede, sanatta teknik bilginin önemli yeri olduğunu belirtiyor.
C) III. cümlede nasıl bilgi edindiğini ortaya koyuyor.
D) IV. cümlede bilgisinin yetersizliğinden söz ediyor.
19. Bugün gazetelerimiz halkımızın günlük yaşamda kullandığı sözcük sayısını artırıcı bir yayın politikası izlemekten uzaktır. Tam tersine onlar, kullandıkları sözcük sayısını azaltmak yoluyla tiraj almayı yeğlemiştir. Bu da kültürel erozyonun daha da hızlanmasına neden olmuştur. Artık gazetelerimiz okunmamakta seyredilmektedir. Okurları değil seyircileri vardır. Yazı olarak yüz elli, iki yüz sözcükle yazılmış resim tercih etmektedirler.
Bu parçaya göre bir gazeteden beklenen en önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuyucuya doğru haberler ulaştırması
B) Sanata ve edebiyata daha çok sayfa ayırması
C) Dürüst ve güvenilir bir yayın politikası izlemesi
D) Okuyucunun sözcük hazinesine katkıda bulunması
20. Dün akşam gördüğüm oyun iyi miydi? Bir şey söylemeyeceğim, iyi de olmasa tutmalıyız, övmeliyiz o oyunu; bizim de onun için. Bir yandan bir Türk tiyatrosu kurmak istiyoruz, bir yandan da Türkçe ne yazılırsa yermeye kötülemeye kalkıyoruz. Yazarlarımızı böyle kırarsak Türk tiyatrosu nasıl kurulur, nasıl ilerleyip gelişir?
Parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Yapılan eleştirilerin yapıcı değil, yıkıcı olmasından
B) Bazı kişilerin yapılan çalışmalara ilgisiz kalmasından
C) Okurların kitap yerine tiyatroya yönelmelerinden
D) Eleştirmenlerden çok azının tiyatroya ilgi duymasından
21. Günışığına çıkarmadığım çok fotoğraf var. (I) Bu malzemeden rahatlıkla beş kitap oluşturabilirim. (II) O kadarına da gerek yok. (III) Herkesin tek işi benim fotoğraflarıma bakmak değil ki. (IV) İnsanların işi gücü var.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “ama” sözcüğü getirilebilir?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
I. Baştan sona uluslararası işaret sistemiyle ve tabelalarla belirlenmiş bir güzergâhı olan bu tarihi yol, Türkiye’nin en uzun yürüyüş parkurunu oluşturuyor.
II. Tabii bunlara, dünyanın en uzun on yürüyüş parkurundan biri olan Likya Yolu’nu da eklememiz gerekiyor.
III. Fethiye-Hisarönü’nden başlayan bu güzergâh, konuklarını Likya’nın gizemli kentlerinde ağırlayarak Antalya’ya 25 km uzaklıktaki Hisarçandır Köyü’nde sona eriyor.
IV. Kaçkarlar, Kapadokya ve İstanbul yakınlarındaki yürüyüş parkurları, son yıllarda gelişen doğa turizminin ana merkezlerini oluşturuyor.
V. 509 km uzunluğundaki Likya Yolu, “Işık Ülkesi”nin tarihi ve doğal güzellikleri eşliğinde bir yolculuğa çıkarıyor ziyaretçilerini.
22. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturan sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?
A) I., II., IV., III., V.
B) II., V., I., III., IV.
C) IV., II., V., I., III.
D) IV., V., II., III., I.
I. Çocukların anadilini güzel ve etkili biçimde kullanmaları okulla ailenin birlikte çalışmasına bağlıdır.
II. Türkçe konusunda en önemli görevi, kuşkusuz eğitimciler üstlenmelidir.
III. Dilin insanı insan yapan okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi boyutları vardır.
IV. Yalnızca Türkçe öğretmenlerinin değil, bütün öğretmenlerin Türkçe duyarlığını, Türkçe sevgisini benimsemesi gerekir.
23. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangi cümle anlam ve anlatım yönünden bu paragrafta yer almaz?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili noktalama işareti yanlış kullanılmıştır?
A) Sevgili dostlar ! Önce size, buraya geliş nedenimi anlatayım.
B) Bir daha böyle bir şey yapma, olur mu ?
C) Çocuklara sesleniyorum ; kitap okuyunuz.
D) “Sen de bize katıl . ” diyerek uzaklaştı.
25. Karagöz oyunlarında, —-. Kişiler daha perdeye çıkarken çalınan ezgiden kimin geleceği anlaşılır. Osmanlı İmparatorluğu’nu oluşturan çeşitli gruplar arasındaki dil farklılıkları da bir güldürme öğesidir. Seslendirmelerin hepsini aynı kişi, Karagözcü yapar. Oyunlardaki otuz kırk kişiyi konuşturan hep odur.
Bu parçadaki boş bırakılan yere düşüncenin akışına uygun olarak aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) kişilerin dış görünüşleri, fiziksel özellikleri çok
önemlidir
B) her kişinin kendine özgü müziği, türküsü ve
dansı vardır
C) kişilerin belli olaylar karşısındaki tepkileri aynıdır
D) kişilerin dilleri, onların geldiği toplumsal sınıfın
özelliklerini taşır
26. Çoğu eğitimci, çocuk öykülerini şekerle kaplanmış hap olarak görmek ister. Onlar için öykülerdeki eğitici yönün tatlı bir şeyle kaplanarak verilmesi yeterlidir. Oysa gerçek bir çocuk öyküsünde, bu iki öğenin birbiriyle kaynaştırılmadan verilmesi doğru olmaz. Çünkü öykünün iyi bir yazınsal yapıt olabilmesi için, ilaçla şeker birleşip yepyeni bir madde oluşmalıdır. Bu sağlanamamışsa öykünün amacına ulaşması beklenemez.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocuk öykülerinde eğlendirici ve eğitici unsurlar bütün halinde verilmelidir.
B) Çocuklar, uzmanların denetiminde öykü okumalıdır.
C) Her çocuğa küçük yaşlardan başlayarak estetik zevk kazandırılmaya çalışılmalıdır.
D) Her çocuk öyküsünün, eğitmek amacıyla yazılmış olması şart değildir.
27. Genç bir ressam, ünlü ressama: “Yaptığım resimler harika, bir görmelisiniz.” der. Bunun üzerine usta ressam da: “Ne mutlu sana! Ben hâlâ bir resmim için bile söyleyemedim bunu.” der.
Bu yanıtıyla usta ressam, genç ressama neyi anlatmak istemiş olabilir?
A) Kendine güvenmenin ne kadar önemli olduğunu
B) Başkalarının görüşlerinden yararlanmak gerektiğini
C) Kişinin, ulaştığı başarıların farkında olması gerektiğini
D) Sanatta, en iyiyi ürettiğini söyleyebilmenin çok zor olduğunu
28. Daha önce yuva deneyimi yaşamış da olsa, bir çocuğun okula başlaması, onun için ürkütücü bir olaydır. Çünkü çocuk, daha geniş bir çevreye adım atacak, orada, hiç tanımadığı kişilerle, bilmediği olaylarla karşılaşacaktır. O zamana kadar yapmadığı birçok işi yapmak, kimi kararları tek başına vermek zorunda kalacaktır. Yardımsız, kendi ayağı üzerinde durmayı öğrenecektir. Yakın ilgi gördüğü aile üyelerinden önemli bir süre ayrı kalacaktır. Bu ve benzeri durumlar, çocuk için korkutucudur.
Bu parçada okula başlayan çocuklarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A) Okul yönetimince nelerin gözetilmesi gerektiği
B) Okul yaşamının, uyulması zorunlu kurallar içerdiği
C) Okul ortamının yarattığı olumsuzlukların neler olduğu
D) Gelişim evrelerine göre okullarda yeni düzenlemeler gerektiği
29. Bundan böyle hiç kimsenin yaşamını anlatan yapıtlar yazmayı düşünmüyorum. Çünkü gerçekten boşa kürek çekiyorum. Bilgi toplamak için konuştuğum her insan, her söylediğini kitapta görmek istiyor; göremeyince de sinirleniyor. Oysa bu bir kitap; her şeyi olduğu gibi yansıtan bir mahkeme tutanağı değil. Ne var ki bunu düşünemiyorlar. Kitap basıldıktan sonra noterden ihtarname çekenler, telif ücretimden pay isteyenler bile oluyor. Dünyada anlatılacak, yazılacak milyonlarca konu varken bunlarla uğraşmaya değer mi?
Bu sözleri söyleyen sanatçı, yaşam öyküsü yazmayla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) İnsanların yaşamında bir kitaba sığmayacak kadar çok ayrıntı bulunmasından
B) Bilgisine başvurulan kişilerin yazarda yazma isteği bırakmamasından
C) Değişik konular bulmak için çaba harcamak gerektiğinden
D) Konu alanının, yaratmayı engelleyen nitelikler taşımasından
30. Babam makinistti; onu çocukluğumda hep tren sesi olarak düşünürdüm. Bu ses birkaç gün duyulmaz olurdu; özlemle geçen birkaç günden sonra tekrar duyulmaya başlar, yaklaşır, yaklaşır, evimizin kapısına gelip dayanırdı. Evimiz, bir trenin düdük çalarak geçtiğini duyacak kadar istasyona yakındı. Annem sık sık dışarıyı dinlerdi. İki uzun bir kısa düdük çalmasını beklerdi o akşam, trenlerden birinin. Babam öyle çalardı çünkü. Beklediğimiz iki uzun bir kısa sesi hemen duyardık. “Geldi. Bir saate kadar burada.” derdi annem. Sonra sokakta beliren ayak seslerini dinlemeye başlardı. Tren sesi olmaktan çıkar, artık içimizi sevinçle dolduran bir ayak sesine dönüşürdü babam; sonra da bir öksürüğe…
Bu parçada, babayla ilgili olarak vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gidişinin ve dönüşünün çocuğa neler hissettirdiği
B) Kendine özgü kimi huyları olduğu
C) Demiryolu yaşamının zorluklarına sessizce katlandığı
D) Ailesine hangi türden duygularla bağlı olduğu
31. Onun sıra dışı sanatçı kişiliği, kimi konularda ilginçlikler peşinde koşması yapıtını yaralıyor. Bir de dil konusundaki tutumu… Toplumun her kesimini ilgilendiren, elbette herkesin okuması hedeflenerek yazılmış bu romanın, ağdalı bir Osmanlıcayla yazılmasının açıklanabilir bir yanı yok. İlginçlik olsun diye, tarihi kişiliklerin Trakya göçmeni ağzıyla konuşması, anlatılanların ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Yazarın, romanı ölümünden az önce tamamladığı, üzerinde çalışıp son bir düzeltme yapmadığı, okurken fark ediliyor. —-
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse yapıtın belgesel bir nitelik taşıdığı söylenebilir?
A) Kısacası yapıt, sanatçının, alıştığımız, kendine özgü deyişlerini ve yorumlarını içinde barındırıyor.
B) Zaten onun bütün romanlarında, roman sanatının kurallarından çok, kendi düşüncelerinin egemen olduğu kolayca görülüyor.
C) Okurken, dil sorununu aşmaya çalışan okur, yapıtın sonlarına doğru yazarın düş gücünü kullanmadaki ustalığını görebiliyor.
D) Bunun yanında, romanın büyük bir bölümünde, yaşanan tarihsel gerçekleri olduğu gibi yansıttığı görülüyor.
32. Bu bestem eleştirmenlerce çok beğenildiği için gerçekten mutluyum. Onun, sanatımın gelişim çizgisinde bir aşama olduğuna inanıyorum. Eğer böyle olmasaydı, bu bestem beğenilip ses getirmeseydi, belki de beste işine son verirdim.
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Yapıtlarını başkalarınınkiyle karşılaştıran
B) Kendi yapıtlarını çok beğenen
C) Başkalarının yargılarına değer veren
D) Ününü ülke sınırlarının dışına taşımak isteyen
33. Beni, anılarımı yazmaya iten, daha önce ablamla birlikte yayımladığımız, babamın mektuplarıdır. Şair olarak anneme yazdığı mektuplarda, onu genç bir insan olarak gördüm. Nasıl bambaşka bir kimlik! Anlatamam. O mektupları okuyunca, ablamla uzun süre şaşkınlıktan kurtulamamıştık, bunları yazan babam mı, diye.
Böyle konuşan bir kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Artık hayatta olmayan babası için güzel şeyler söyleme gereği duyan
B) Babasının daha önce tanıdığından çok farklı bir kişiliği olduğunun ayrımına varan
C) Babasıyla kendi duyguları arasında benzerlikler bulan
D) O zamana kadar duymadığı olayları babasının mektuplarından öğrenen
34. Bu usta yazarımız, yazar adaylarına şunları söylemişti: “Yazmayı, yaza yaza öğrenin. Sizi amacınıza ulaştıracağına inandığınız türden çok sayıda kitap okuyun. Sözcük dağarcığınızı geliştirin. Sürekli yazma denemeleri yaparak kendi sesinizi bulun. Yaşamı akıyla karasıyla, kısaca bütün yönleriyle tanımaya çalışın ve böylece gözlemlerinizi, izlenimlerinizi anlatmayı deneyin.”
Bu parçada sözü edilen usta yazarın, yazar adaylarına verdiği öğütler arasında;
I. Deneyim kazanmak
II. Donanımı zenginleştirmek
III. Özgün olmak
IV. Tutarlı davranmak
V. Seçici olmak
hangisi/hangileri yoktur?
A) Yalnız IV B) I ve III
C) II ve V D) IV ve V